Uzm. Fzt. İlkay Koç: “Bilime direniş bitiyor!”
Sitemizin köşe yazarı Uzm. Fzt. İlkay Koç, “Bilime direniş bitiyor!” başlıklı köşe yazısıyla sizlerle.
BİLİME DİRENİŞ BİTİYOR!
Yeniden merhaba,
Geçen yazıdan bu yana dilerim iyisinizdir. Sezonlarımız açıldı, takımlarımız antrenman programlarını her geçen gün daha da ilerletiyor ve ne yazık ki bazı üzücü pozitif test haberleri gelmeye devam ediyor. Nitekim bu zor süreçten çıkmış olmamıza ek olarak devam eden risk de bizlerle beraber sezonun sıralı günleri boyunca yol alıyor. Önlemler, karantina uygulamaları ve pandemi butonuna basılmış bir sistemi ilk kez tecrübe ediyoruz. Hem bir sağlık çalışanı hem de voleybol sever olarak konuşmak gerekirse; bu süreci sizler kadar ben de sevemedim. Maç izleyememek, sporcuların yanında olamamak bir yana, üzücü haberler almaktan korkmak, sürekli olarak danışanlarıma ‘Nasılsınız?’ sorusunu sormak, ve hatta hepimiz gibi sevdiklerine sarılamamak artık sıkıcı bir boyutu geçti. Hayatımıza o kadar zamansız ve beklenmedik bir anda girdi ki bu süreç, ne önlem alabildik, ne alışmak için uğraşabildik ne de anlam verebildik. Hızla yaşadık ve sadece gereken ne ise yapmaya çalıştık. Dileklerim bir an önce eski halimize dönüp, tüm coşkusuyla yeniden en başarılı branşımızın tüm heyecanını doyasıya yaşayabilmek.
Geçen yazıda sporcuların sağlık durumlarının detaylarına dikkat çekmeye başlamıştık. Bu yazıda da bu konu hakkında başka bir noktadan bakmak için pencereyi biraz sağa biraz yukarı kaydıracağım. Sağlığın bütünsel bir kavram olduğunu anlatarak başlayalım. Hem sporcuların, hem de bizlerin son derece önemsemesi gereken bir bütünsel sağlık vizyonuna ulaşmak için sizlere öncelikle İNSAN kavramının boyutlarından bahsetmek istiyorum. Bizler sağlık denince ilk olarak bedeni düşünen bir sisteme odaklandık. Senelerce de her türlü sağlık sorununu sadece bedenle bağdaştırdık. Oysa yeni bilimsel çalışmaların odak noktasında insanın 3 boyutu var. Yani sadece bedenden oluşmuyor ve bir sağlık sorunu, yani iyilik halinin bozulması durumu söz konusu olduğunda bu sadece bedeni ilgilendirmiyor ve bedenden çözülmüyor. Zaten iyilik hali de bu 3 boyutun birlikte iyi ve dengede olması ile mümkün oluyor. Bu bilimsel modelin adı: BİYO-PSİKO-SOSYAL model. Şu andan itibaren bilime ve bilimsel gelişmelerin ortaya koyduğu gerçeklere direnmeyi bırakmış bulunuyoruz. Bununla ilgili kısa bir anlatım videosunu yine instagram sayfamda bulabilirsiniz. Peki size bunu neden anlattım? Bu model insana dair iyilik halini incelemek için oluşturuldu. Yani elbette sevgili sporcularımızı da kapsıyor. Yorumları bilimin ışığı ile aydınlatmanın zamanı hepimiz için gelmedi mi? Gelin bir de böyle bakalım.
‘ Eğer bir kez bilirsen, bir daha asla bilmemiş gibi olamazsın..’ diyorum defalarca öğrencilerime ve sporcularıma. Artık sizler de bilenlerdensiniz. Ve bir daha bilmemiş gibi olamazsınız. Şimdi ise bu yeni bilgileri bakışımıza yansıtma zamanı!
Herhangi bir yaralanma durumu, ağrı ya da tüm hoşnutsuz tecrübelerimizin de bu 3 boyutta incelenmesi gerekiyor. Ve elbette sporcularımızın yaşadıkları tüm performans düşüşlerinin, tüm yaralanmaların ve tüm ağrılı ve hoşnutsuz diğer durumların da bu boyutları var. İş sadece bedensel değil. Psikolojik bir boyutu da var hem de çift yönlü bir etkileşimdeler. Yani psikolojik durum bedeni, bedendeki durumlar da psikolojik durumu etkiliyor. Başka bir boyutta da sosyal yapı ve durum var. Yine her boyut da birbiri ile çift yönlü etkileşimde yani kültürel durumu sporcunun bedensel bakımını ve iyilik durumunu %100 etkiliyor, elbette beden durumu da sosyal durumunu. En basit örnek olarak, üst düzey bir sporcunun sosyal açıdan daha iyi bir halde olacağını anlamak hiç zor değil, değil mi?
Peki bir de şu açıdan bakalım mı? Gerek yetişme döneminde gerekse sonrasında yani profesyonel spor hayatında aklını kullanan her sporcuyu daha ön sıralarda görmek mümkün olmaz mı? Ulu önderimiz de tam olarak buna dikkat çekmişti o akıllara, kalplere kazınan sözlerinde;
‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.’
Ne büyük öngörü! İşte bilim de artık diyor ki; sosyal yönden, psikolojik yönden ve bedensel yönden ihtiyaçlarımızı alıyorsak, sağlıklı olmaya en büyük aday biziz! Tüm sporcu arkadaşlarımın sağlık durumları, sergileyecekleri performansı ve bu performansın kaç yıl süreceğini belirliyor. Yani eğer bir sporcu bütünsel sağlık odaklı yaşıyorsa uzun süre üst düzey performans sergilemeye daha yakın bir aday oluyor. Eğer bu kendine bakım işini sadece beden sağlığı sanıyorsak, hem sporcularımız hem de spor yapmayan bireyler olarak bizler, büyük bir yanılgının içerisindeyiz. Hepimiz, kendimize iyi bakmaya bütünsel bir bakış açısı ile başlamalıyız!
Yeniden görüşmek dileğiyle,
Sağlıklı günler..
Uzm. Fzt. İlkay KOÇ
Atölye3 Eğitim Danışmanlık
Atolye2020@gmail.com
Etiler/İstanbul