Pasörlük genlerinde var
AXA Sigorta Efeler Ligi takımlarından Halkbank’ın Kanadalı milli pasörü Brett Walsh ile yapılan söyleşi sizlerle.
Halkbank’ın Kanadalı milli pasörü Brett Walsh, takıma kısa süredeki uyumu, yeteneği, sempatik tavırları ile dikkat çekiyor. Walsh, anne-babasının da pasör olmasının avantajlarını yaşıyor
Voleybolda AXA Sigorta Efeler Ligi’nin şampiyon adaylarından Halkbank’ta pasör Brett Walsh, pasör anne-babanın çocuğu olarak doğduğunu, küçük yaşlardan itibaren voleybol oynasa da bir kulüp çatıyı altına girdiğinde 11 yaşında olduğunu ifade eden Walsh, “Çok şanslıydım çünkü her iki ebeveynim de voleybolcuydu ve bu spora başlamam onlar sayesinde oldu. Voleybol, özellikle son 10 yılda Kanada’da popüler hale geldi. Ancak buz hokeyi gibi çocukların oynamayı tercih ettiği sporlardan biri hala değil. Annem de babam da Kanada’da, Fransa’da üniversitede voleybol oynadılar. Babam ayrıca Kanada Milli Takım forması giydi. Her ikisi de pasördü. Bu yüzden benim oynamak istediğim pozisyon bu oldu ve bana çok iyi antrenörlük yaptılar” diye konuştu.
“Voleybolun gerçekten güzel bir spor olduğunu düşünüyorum” diyen genç yetenek, sözlerine “Çünkü öngörülemez bir takım oyunu. Her maç benzersizdir ve işlerin nasıl gideceğini asla bilemiyorsun. Başarılı olmak için takım arkadaşlarınıza güvenmeniz gerekiyor ve neredeyse diğer tüm sporlardan daha fazla her şey birbirine bağlı. Bu nedenle, tüm bu deneyimleri takım arkadaşlarınızla paylaşmanız için oynaması insana çok zevk veren bir spor dalı” diyerek açıklık getirdi.
Türkiye voleybol liginin gerçekten güçlü olduğunu, çok sayıda üst düzey takım ve oyuncu olduğunu bildiğini belirten Brett Walsh, Türkiye’de birçok Kanadalı oyuncu bulunduğunu ve Kanada Milli Takım antrenörü Glenn Hoag’un da burada uzun yıllardır antrenörlük yaptığını hatırlattı, o nedenle de Türkiye ile ilgili çok fazla bilgi kaynağına sahip olduğunu ifade etti.
Halkbank’ı temsil etmek onur
Halkbank’ı her şeyden önce voleybol geçmişi olan, bir çok başarıya imza atmış, önemli sporcuların forma giydiği bir kulüp olarak değerlendiren yıldız oyuncu, “Kulüp son derece spora destek veren, başarılı olmamız adına biz sporculara ellerinden gelen her şeyi yapan bir kurum. Halkbank’ın bir parçası olmaktan gerçekten gurur duyuyorum” dedi.
Herkes için zor
Ligde zor bir program olduğunu fakat tüm takımların aynı durumda olduğuna dikkati çeken Walsh, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kulübümüz her müsabakada en iyi koşulda en iyi kondisyona sahip olarak oynayabilmemiz için bize destek veriyor. Ayrıca salgın koşullarının yarattığı zorluklarda bu sezon voleybol oynayabildiğimiz için hepimiz çok minnettarız. Çok güçlü bir ekibimiz olduğuna ve takım olarak birlikte iyi çalıştığımıza inanıyorum ve bu sezon tüm yarışmalarda başarılı olmak için büyük bir fırsatımız olduğuna inanıyorum.”
Türkiye’yi sevdi
“Türk kültürü harika, insanları çok cana yakın ve yardımsever; yardım etmekte her zaman çok hızlı olduklarını düşünüyorum” diyen yetenekli oyuncu, Türk yemeklerinden son derece keyif aldığını, mutfağın da gerçekten lezzetli olduğunu söyledi.
Zamanını kız arkadaşı ile dışarda gezip, etraflarını keşfetmeye ve Türk doğasını, kültürünü öğrenmeye ayırdığını ifade eden Brett Walsh, ayrıca sıcak havanın da tadını çıkarmaya çalıştıklarını çünkü Kanada’da havanın soğuk ve çok kar olduğu bilgisini verdi.
Türkiye’deki Kanadalı oyuncularla iletişimlerinin sürdüğünü söyleyen Walsh, “Bazen evden uzakta yaşarken, etrafta tanıdık yüzlerin olması güzel ve hepimiz Kanada Takımı için oynuyoruz, bu yüzden Milli Takım hedefleri hakkında veya bunun gibi konular hakkında birlikte konuşmak için birçok nedenimiz var” diye konuştu.
Takımdaki EN’ler
Takımın en komiği; Söylediği her şeyi anlayamıyorum ama Fatih Eren Uğur beni çok güldürüyor.
-En çok yemek yiyen; Bunun için de Fatih Eren Uğur diyeceğim.
-En çok uyuyan; Murat Karakaya. Otobüste sürekli uyuyor. Evet onu söyleyeceğim.
-En hırslı; Tabi ki Gökhan Gököz
-En çalışkan; Herkes çok sıkı çalışıyor, bu ekibimizin güçlü bir noktası. Ama Ediz Kaan Fırıncıoğlu çok çalışkan biri.