Funda Uslu: “Eczacıbaşı İçin Düşünme Vakti”
Sitemizin köşe yazarı Funda Uslu, “Eczacıbaşı İçin Düşünme Vakti” başlıklı yazısıyla sizlerle.
Eczacıbaşı İçin Düşünme Vakti
14 Nisanda heyecanla beklenen Eczacıbaşı ve THY maçı ufak! bir sürprizle sonlandı. Maçın önemi aslında ligde alt üst sıralamasından öte 2021/22 senesinde Avrupa şampiyonluklarında CEV Şampiyonlar lig biletini cebine koyabilmekti. Bu bileti kazanan THY Voleybol takımını yürekten tebrik ediyorum ve CEV Şampiyonlar liginde bizi gururlandıracağından en ufak bir şüphem yok.
Gelelim Eczacıbaşı’nın tüm severlerine uğrattığı hayal kırıklığı ve üzüntüye. Bu sezon boyunca inişli çıkışlı bir Eczacıbaşı seyrettik durduk. Bunu belki pandemiye bağlayanlar olabilir ama bu pandemi sadece Eczacıbaşı ile uğraşmadı değil mi? Tüm takımlar eşit şekilde muzdarip oldu bu konuda yeteri kadar diye düşünüyorum. Esas sıkıntı ise doğru ve güven verici bir kadro kuramamış olması Eczacının. Kadronda Dünya’nın sayılı pasör çarprazlarından Tijana Boskovic gibi efsane, durdurulması zor bir sayı makinesi var ama sen Türkiye Lig’ini bile 4. olarak bitirebiliyorsun. Bu çok büyük başarısızlıktır. Açıklaması zor, düşünülmesi uzun bir başarısızlık. BAŞARISIZLIK.
Eczacıbaşı’nın teknik yönetimi, menajeri şunu gördüler mi merak ediyorum? Tijana Boskovic’i sahadan çıkartıp, geriye kalan takım kaç maçı kazanabilecek? Hangi seviye voleybol oyunu oynanabilecek ve ekranlara kazanma hırsı duygusunu geçirebilecekler mi? Ben işlerini biraz kolaylaştırayım en fazla ortalama bir oyun sergilenir ve ligde 4.lüğü mumla ararlar. Bu sezon özellikle şunu hatırlatmak isterim ki; CEV Şampiyonlar liginde oynanan Busto – Eczacıbaşı maçında 29 sayı ve % 62 ile oynayan bir Boskovic olmasına rağmen , maçta tek bir set dahi alınmadıysa tüm oyuncular, teknik heyet, yönetim hepsi önce kendilerine dönüp kendilerini sorguladılar mı? Bence hayır. Eğer yapılan yanlışlar orada bile fark edilseydi, bugün Eczacıbaşı CEV Cup ‘a düşmeyecekti. Bakın düşmek diyorum çünkü bu Türkiye’nin en önemli kulüplerinden biri için düşmektir.
Bu sene için Eczacıbaşı’nın en büyük hayal kırıklığı smaçörlerdi. Hiçbirinin birbirlerine karşı kesinlikle ne üstünlüğü ne zayıflığı olduğunu düşünmüyorum. Sadece hayal kırıklığı ne yazık ki. Çoğu maçta tek hücum Boskovic üzerinden yapılıyordu. Pasörlerin tek güvendiği oyuncu maç içerisinde Pasör çarprazı olması asla ve asla başarıyı getiremeyeceğini çoğu lig takımlarında gördük zaten. Takımı sırtlaması gereken köşe hücumcular bu sene sırtta kambur hissiyatı verdiler. Yapılan yanlış transferleri kimse mi görmedi bu yönetim içinde. Kimsede mi biz ne yapıyoruz 1 dakika diyemedi. Negatif sayıyla maç bitiren smaçörler oldu bu sene içinde Eczacının, daha bundan kötü ne olabilir ki diye düşünürken manşet yüzdeleri öldürücü darbe oldu. Defanslarda Simge Aköz’ü tek başına mücadele verirken ekranlardan izledik. Tabi ki Simge’nin yegane görevi defans ama bir liberoya hiç mi beklenen destek gelmez. Ligde açık ara en iyi libero ve sayı makinesi Pasör çarprazın var ama sıralamada 4.sün. İnanılması zor ama gerçek.
Motto’nun, yenildiği maçlarda farklı bir plan farklı bir strateji izlediğini hiç görmedim. Dön başa sar ezber oyuncuları değiştirip durdu ama teknik hiçbir taktik izleyemedik ekranlarda. Önemli bir bütçen var ama değerlendiremiyorsan, doğru tercihler yapamıyorsan, o zamanda sonuçlarına katlanacaksın.
Umarım seneye Eczacıbaşı hatalarından ders çıkartıp yeni sezona güzel bir başlangıç yapıp tüm kupalara göz kırpar. Bunun için başarılı transferler şart. Kolay yol seçilmemeli, Türkiye ligine önceden gelmiş, isim oluşturmuş yabacı oyuncuları seçip kadro kurmak başarılı bir görev tanımı değildir. İyi araştırılmalı, Dünya liglerine bakılmalı uzun takip sürecine girilmeli ve takımdaki eksik parçalar doldurulmalı.