Eczacıbaşı Dynavit’in yeni transferi Sinead Jack Kısal, soruları yanıtladı
Sultanlar Ligi takımlarından Eczacıbaşı Dynavit’in yeni transferi Trinidad ve Tobagolu orta oyuncu Sinead Jack Kısal, antrenmanlara başladı. Sinead Jack Kısal, Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün internet sitesinde yer alan “Yaz Antrenmanları” serisinde soruları yanıtladı.
Öncelikle, hoş geldin! Seni burada görmekten dolayı çok mutluyuz. Eczacıbaşı’na transfer olmakla alakalı neler hissediyorsun?
Açıkçası, burada olmaktan ve Eczacıbaşı’nda oynayabilecek olmaktan dolayı çok mutluyum. Burada oynamak hayatımda gerçekleştirmek istediğim hedeflerden biriydi. Eczacıbaşı voleybolda en üst düzey takımlardan biri, burada çok şey öğreneceğime inanıyorum. Voleybol sadece kazanmaktan ibaret değil. Zor zamanlarda bir arada kalabilmek, ekip olarak çalışabilmek önemli. Eczacıbaşı’nın bu yönünü seviyorum. Burada olmaktan çok mutluyum.
Seni tanımayanlar için kendinden bahseder misin?
Benim adım Sinead Jack-Kısal. 28 yaşındayım. Trinidad ve Tobagoluyum. Trinidad ve Tobago, Karayipler’de bulunun küçük bir ikiz ada. En sevdiğim renk pembe. :) Şarkı söylemeyi, kumsalda eşimle birlikte yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Genel olarak bunlardan hoşlanan biriyim. Ailemle zaman geçirmeyi çok seviyorum, onlarla zaman geçirebilmek benim için çok önemli. COVID yüzünden neredeyse üç yıldır onları göremiyorum. Evlendikten sonra eşimle birlikte yeni kulüplerimizde oynayabilmek için Japonya’ya gittik.
Eşinle nerede tanıştın?
2016 yılında, yaklaşık iki yıl kadar Galatasaray’da oynadım. Eşim de aynı zamanda Galatasaray Erkek Voleybol Takımı’nda oynuyordu. Dürüst olmak gerekirse ona ilk görüşte aşık oldum. Ona aşık olmamın en büyük sebeplerinden biri karakteriydi.
Kulübe ilk geldiğinde neler hissettin? İlk haftanı değerlendirebilir misin?
Kulübe ilk geldiğimde, yaklaşık iki aydır topa dokunmadığım için biraz gergindim. İtalya’da oynarken, play-off’a kalamadığımız için sezonum bir süre önce bitmişti. Eczacıbaşı’na adım atar atmaz, herkes çok mutlu ve neşeli görünüyordu. Beni sanki yıllardır burada oynuyormuşum gibi karşıladılar. Antrenmanlara başladığımda eski tempoma dönebilmem için antrenörler oldukça zaman ayırdılar. Bu kolay olmadı ama sabırları için minnettarım.
Takım içerisinde daha önce birlikte oynama şansı bulduğun biri var mı? Takım arkadaşlarınla oynayacak olduğun için heyecanlı mısın?
Bu zamana kadar takımdan kimseyle oynamadım ama sürekli onlara karşı oynadım. Sezon başlangıcı için çok heyecanlıyım. Umarım hep beraber Eczacıbaşı için güzel şeyler yapabiliriz.
Herkes eşinden dolayı senin Türkçe bildiğini düşünüyor. Türkçeye ne kadar hakimsin?
Eşimden birçok Türkçe kelime öğrendim. Çok iyi İngilizce konuştuğu için her zaman İngilizce iletişim kuruyoruz. Aynı zamanda Türkçe de öğreniyorum. Biraz zaman alıyor. “Merhaba”, “teşekkürler”, “ne kadar” gibi temel kelimeleri biliyorum. Bu öğrenme sürecim için gerçekten çok heyecanlıyım. En sevdiğim Türkçe kelime, “Off yaa”. Herkes bu kelimeyi kullanıyor ve benim ilk öğrendiğim kelimelerden biri. :)
Beş farklı ülkede forma giydin, farklı ülkelerde, farklı liglerde oynamak sana nasıl tecrübeler kazandırdı?
Bu zamana kadar oynadığım bütün kulüplerden bir şeyler kazandım. Rusya’da Nikolay Karpol ile oynadığım takımda, güç kullanmaktan korkmamam gerektiğini, her zaman agresif olmayı ve kendime güvenmeyi öğrendim. Japonya’da oynarken yalnızca bir yabancının oynamasına izin veriliyor, bu sebeple takıma bir nevi dışarıdan gelen tek kişi olarak liderlik yapmanız gerekiyor. Sanırım bu kendi yolculuğumda yapmam gereken bir şeydi. Profesyonel hayatım boyunca nasıl bir lider olmam gerektiğini öğrenmem gerekiyordu. Her zaman çekingen ve utangaç bir insandım. Japonya’da oynamak bu yönümü geliştirmemde bana yardımcı oldu. Umarım Eczacıbaşı’nda da yeni şeyler öğrenebilirim.
Sahanın içerisindeyken farklı mısın?
Beni genellikle etrafta muziplik yaparken ve eğlenirken görürsünüz. Sahanın içerisine girdiğimde daha odaklı ve maç içerisinde rakiplerime karşı neler yapacağımı düşünürken görebilirsiniz.
Dünyanın en güçlü liglerinden birinde tekrardan forma giyeceksin. İtalya Ligi’nden sonra Türkiye Ligi’ni nasıl karşılıyorsun?
Türkiye Ligi dünyanın en güçlü liglerinden bir tanesi. Kimin kazanacağını ya da kimin zirvede mücadele edeceğini asla bilemezsiniz. Örneğin İtalya Ligi’nde Imoco’nun her zaman lider olacağını bilebilirsiniz. Ayrıca Novara ve Scandicci’nin de zirveyi zorlayan ekipler arasında olacağını. Buradaki takımlar sanki kumar gibi, bu yüzden böyle olmasını çok seviyorum. Bu ligin heyecan verdiğini düşünüyorum. Kimin kazanacağını bilmiyorsunuz ve her zaman tetiktesiniz. Ama bu yıl Eczacıbaşı kazanacak.
Ferhat Akbaş ile daha önceden çalışmıştın. Onun gibi genç ve dinamik bir antrenörle tekrardan çalışacağın için neler hissediyorsun?
Geçen yıl İlbank’ta oynarken maalesef ki play-off’lara kalamamıştık. Neyse ki Ferhat o zaman Chemik Police’in başantrenörüydü. Bir orta oyuncuya ihtiyaç duyduklarını söyledi, ben de takıma katıldım. Biraz gergindim çünkü hala COVID atlatıyordum. Takım daha önce COVID atlattığı için, onların önüne geçmek istemedim. Hissettiklerim konusunda Ferhat’a karşı dürüst oldum ve sonra bana döndü ve “Sadece Jackie ol” dedi. Ekstra bir şeye ihtiyacının olmadığını söyledi. O çok genç ve şimdiden çok başarılı bir antrenör. Her zaman bir şeyler öğrenmeye çalışmasını seviyorum. Voleybol yıldan yıla değişen bir spor. Bazı eski antrenörler hala ‘eski voleybolda’ kalmış durumda. Ferhat, kendini sporla ilgili eğitmeyi seven, sporu öğretmeyi seven bir antrenör. Benim de buraya imza atmamın en büyük sebeplerinden biri de bu. Hala öğrenmek istiyorum. Tecrübem olduğunu bilsem de, voleybol hakkında öğrenecek daha çok şey olduğunu hissediyorum. Burada olduğum sürece Ferhat’tan öğreneceğim şeyler için çok heyecanlıyım.
Son olarak, yaz planlarını bizimle paylaşmak ister misin?
COVID yüzünden neredeyse üç yıldır ülkeme gidemiyorum. Eşim ve ben iki haftalığına Trinidad ve Tobago’ya gidiyoruz. Sonrasında ABD’ye ailemin başka fertlerini görmeye gideceğiz. Kuzenimin yakın zamanda bir bebeği oldu. Onları göreceğim için çok heyecanlıyım. :)